Safsatalar-I

 
Safsatalar-I Safsatalar-I

Asgari ücreti artırmanın dar gelirlileri rahatlatacağı şeklindeki hipotez de doğrulanmaz, ad hoc ekleme gerektirir. Örneğin “Çocukluktaki aşırı doyum veya doyumsuzluk ileri yaşlarda ruhsal sorun yaratır” dersek çok şey söylemiş gibi gözükürüz fakat aslında hiçbir şey söylememiş oluruz. O seminerden sonra bu konuda yazı yazmaya karar verdim. Örneğin bir siyasetçi, “Eğer zenginlerin daha da zengin olmalarını sağlarsak, bu durumda para yoksullara doğru da akar ve onların yaşam standartlarını yükseltir” diyebilir. Ancak burada bir incelik var, doktor hastasına, “Sigarayı bırak” diye ısrar etmemelidir, sadece eğer bu tempoyla sigara içmeye devam ederse gelecek birkaç yılda yüzde kaç olasılıkla başına nelerin gelebileceğini söylemelidir. “Faizi düşürürsek enflasyon da düşer” inancı da ad hoc ekleme gerektirir. Bu oyuna “Evet” diye katılırsanız oyuna gelirsiniz, yüzde 100 olasılıkla kaybedersiniz. İşte bu bir ad hoc eklemedir. İstanbul: Alfa Yayınları. * Bu türden eklemeler de şık gözükebilir ancak safsata niteliğindedir. Önümüzdeki hafta başka safsatalarda buluşmak üzere. Doktor bilim insanıdır, olayları betimlemelidir, özel yaşamında tutarlı olmak zorunda değildir. Çünkü asgari ücret açıklanır açıklanmaz her şeye zam gelir, artış öncesinde bir kilo peynir alan asgari ücretli, zamdan sonra iki kilo peynir alamaz. Çift uçlu hipoteze başka bir örnek, yazı tura atarken “Yazı gelirse ben kazanıyorum, tura gelirse sen kaybediyorsun” demektir. Çünkü faizin düşmesi enflasyonu artırabilir, bu durumu açıklamak için “Enflasyon düşmedi, çünkü esnaf tamahkâr davrandı, aşırı zam yaptı” dediğimiz zaman yine bir ad hoc ekleme yapmış oluruz. Eğer “Yazı gelirse kazanırım, tura gelirse kaybederim” derseniz yüzde 50 ihtimalle kazanırsınız, çünkü bu cümle tek uçlu bir hipotezdir. Şimdi siz, “Olur mu, tutarlılık olmalıdır” diyebilirsiniz. Çünkü bu çift uçlu bir hipotezdir, çürütülmesi imkânsızdır. (2016) A’dan Z’ye Düşünmek. Doktorların değil din adamlarının söyledikleri ve yaptıkları arasında tutarlılık bulunmalıdır. Siyasi açıklamalardan komşu sohbetlerine kadar pek çok konuda safsatalara rastlamak mümkündür. olduğumuzda bu durumu bir gelişme saymak da bir tür safsatadır. Diyelim ki bu doktor sigaranın zararları konusunda bilimsel bir araştırma yaptı ve uluslararası hakemli dergiye gönderdi. Eğer safsata olmasın istiyorsak bu türden açıklamaları en başta yapmalıyız. olmak başarı değildir. Bu görüş doğrultusunda zenginlere önemli miktarda para aktardığımızı düşünelim, fakat beş yıl sonra yoksulların ekonomik durumunda hiçbir iyileşme olmadığını gözledik diyelim. Doktordan tutarlı davranmasını beklemek bir toplumsal safsatadır. Çünkü bu sınavlara katıldığımızdan bu yana 19 yıl geçmiştir, 34. ",Kimi önermeler, fikirler kulağa hoş gelirler ama özlerinde safsatadan ibarettirler. _____________________* Warburton, N. Bence katiller bu açıklamanın doğruluğuna samimiyetle inanırlar, tuhaflığın, safsatanın farkına varmazlar. Birkaç örnek sıralayalım:Kadın cinayetinde safsata: Bazı kadın katilleri mahkemede kendilerine niçin cinayet işledikleri sorulduğunda, “Çok seviyordum, onun için” diye cevap verirler. Ekim 2023’te Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde safsatalar konusunda bir seminer izledim, güzeldi. Doktor tutarlı olmak zorunda değildir. Ancak aksilik bu ya, bu hasta hastane dışında doktorunun sigara içtiğini görür ve hemen “Bana bırak diyor, kendisi içiyor bu bir çelişki, bırakmayacağım” der. ülke iken 34. Çift uçlu hipotezler: Ekonomide veya psikolojide çift uçlu hipotezler şık gözükür ancak içi boş iddialardır, safsata sayılır. Doktor tutarlı olmalıdır safsatası: Bazen bir doktor hastasına sigarayı bırakmasını söyler, hasta da sigarayı bırakmaya karar verir. Bir felsefe terimi olan safsata, “boş, bilimsel temelden, gerçeklerden uzak söz” anlamında kullanılıyor. Bilimsel gerçek farklı bir şeydir, doktorun kişisel tercihi farklı bir şeydir. Çünkü doktorun söylemleri ve davranışları arasında bir tutarlılık bulunması şart değildir. Bu durumda, büyük ihtimalle yukarıdaki görüşü ortaya atan siyasetçi, “Ben yanıldım” demez, başlangıçtaki hipotezine bir ekleme yaparak, “Zengine para aktarmak yoksulları rahatlatır, ancak bu etki, ilk beş yılda görülmez, uzun vadede ortaya çıkar” der. ",. Eskiden safsataya “lafügüzaf” da denilirdi. Ad hoc eklemeler: Bir hipotezi ortaya attıktan sonra ortaya çıkan yeni durumlara bakarak bu hipoteze eklemelerde bulunmaya “ad hoc ekleme” adı verilir. Bir hipotez çürütülebilir olmalıdır, yani tek uçlu olmalıdır ancak ispatlanmasını bekleriz. Doktorun kişisel tercihlerine bakarak hastanın sigarayı bırakmaması tipik bir safsatadır. Başarısızlığı başarı diye yorumlamak: PISA Sınavı’nda 39. Derginin yöneticileri de bu araştırmayı yayımlamaya karar verdiler ancak tam bu sırada bu doktorun sigara içtiğini öğrendiler diyelim, araştırmayı yayımlamaktan vazgeçerler mi? Geçmezler. Bu akıl yürütme şekli, hastaya çok mantıklı gelse de aslında tamamen bir safsatadır, mantıksızdır. Benzeri şekilde muhalefet partilerinin geçen seçime göre oylarını artırdıklarını söylemeleri de safsatadır; seçmen sayısı arttığı için oyları artmıştır, ancak iktidara gelememişlerdir. Çünkü söz konusu cümle iki uçlu bir hipotezdir.

Safsatalar-I

Diyelim ki bu doktor sigaranın zararları konusunda bilimsel bir araştırma yaptı ve uluslararası hakemli dergiye gönderdi. olmak başarı değildir. * Bu türden eklemeler de şık gözükebilir ancak safsata niteliğindedir. Siyasi açıklamalardan komşu sohbetlerine kadar pek çok konuda safsatalara rastlamak mümkündür. Doktordan tutarlı davranmasını beklemek bir toplumsal safsatadır. Benzeri şekilde muhalefet partilerinin geçen seçime göre oylarını artırdıklarını söylemeleri de safsatadır; seçmen sayısı arttığı için oyları artmıştır, ancak iktidara gelememişlerdir. Çift uçlu hipoteze başka bir örnek, yazı tura atarken “Yazı gelirse ben kazanıyorum, tura gelirse sen kaybediyorsun” demektir. Bence katiller bu açıklamanın doğruluğuna samimiyetle inanırlar, tuhaflığın, safsatanın farkına varmazlar. Ancak aksilik bu ya, bu hasta hastane dışında doktorunun sigara içtiğini görür ve hemen “Bana bırak diyor, kendisi içiyor bu bir çelişki, bırakmayacağım” der. Önümüzdeki hafta başka safsatalarda buluşmak üzere. Ekim 2023’te Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde safsatalar konusunda bir seminer izledim, güzeldi. İşte bu bir ad hoc eklemedir. Örneğin “Çocukluktaki aşırı doyum veya doyumsuzluk ileri yaşlarda ruhsal sorun yaratır” dersek çok şey söylemiş gibi gözükürüz fakat aslında hiçbir şey söylememiş oluruz. Bu oyuna “Evet” diye katılırsanız oyuna gelirsiniz, yüzde 100 olasılıkla kaybedersiniz. Asgari ücreti artırmanın dar gelirlileri rahatlatacağı şeklindeki hipotez de doğrulanmaz, ad hoc ekleme gerektirir. olduğumuzda bu durumu bir gelişme saymak da bir tür safsatadır. O seminerden sonra bu konuda yazı yazmaya karar verdim. Örneğin bir siyasetçi, “Eğer zenginlerin daha da zengin olmalarını sağlarsak, bu durumda para yoksullara doğru da akar ve onların yaşam standartlarını yükseltir” diyebilir. Çünkü söz konusu cümle iki uçlu bir hipotezdir. _____________________* Warburton, N. Bir hipotez çürütülebilir olmalıdır, yani tek uçlu olmalıdır ancak ispatlanmasını bekleriz. Bu görüş doğrultusunda zenginlere önemli miktarda para aktardığımızı düşünelim, fakat beş yıl sonra yoksulların ekonomik durumunda hiçbir iyileşme olmadığını gözledik diyelim. Doktorun kişisel tercihlerine bakarak hastanın sigarayı bırakmaması tipik bir safsatadır. Ad hoc eklemeler: Bir hipotezi ortaya attıktan sonra ortaya çıkan yeni durumlara bakarak bu hipoteze eklemelerde bulunmaya “ad hoc ekleme” adı verilir. Çünkü bu sınavlara katıldığımızdan bu yana 19 yıl geçmiştir, 34. Çift uçlu hipotezler: Ekonomide veya psikolojide çift uçlu hipotezler şık gözükür ancak içi boş iddialardır, safsata sayılır. “Faizi düşürürsek enflasyon da düşer” inancı da ad hoc ekleme gerektirir. Çünkü doktorun söylemleri ve davranışları arasında bir tutarlılık bulunması şart değildir. Derginin yöneticileri de bu araştırmayı yayımlamaya karar verdiler ancak tam bu sırada bu doktorun sigara içtiğini öğrendiler diyelim, araştırmayı yayımlamaktan vazgeçerler mi? Geçmezler. Eskiden safsataya “lafügüzaf” da denilirdi. Çünkü asgari ücret açıklanır açıklanmaz her şeye zam gelir, artış öncesinde bir kilo peynir alan asgari ücretli, zamdan sonra iki kilo peynir alamaz. Ancak burada bir incelik var, doktor hastasına, “Sigarayı bırak” diye ısrar etmemelidir, sadece eğer bu tempoyla sigara içmeye devam ederse gelecek birkaç yılda yüzde kaç olasılıkla başına nelerin gelebileceğini söylemelidir. Çünkü faizin düşmesi enflasyonu artırabilir, bu durumu açıklamak için “Enflasyon düşmedi, çünkü esnaf tamahkâr davrandı, aşırı zam yaptı” dediğimiz zaman yine bir ad hoc ekleme yapmış oluruz. Şimdi siz, “Olur mu, tutarlılık olmalıdır” diyebilirsiniz. Bir felsefe terimi olan safsata, “boş, bilimsel temelden, gerçeklerden uzak söz” anlamında kullanılıyor. Bu akıl yürütme şekli, hastaya çok mantıklı gelse de aslında tamamen bir safsatadır, mantıksızdır. İstanbul: Alfa Yayınları. Bilimsel gerçek farklı bir şeydir, doktorun kişisel tercihi farklı bir şeydir. Doktor bilim insanıdır, olayları betimlemelidir, özel yaşamında tutarlı olmak zorunda değildir. Doktor tutarlı olmalıdır safsatası: Bazen bir doktor hastasına sigarayı bırakmasını söyler, hasta da sigarayı bırakmaya karar verir. Birkaç örnek sıralayalım:Kadın cinayetinde safsata: Bazı kadın katilleri mahkemede kendilerine niçin cinayet işledikleri sorulduğunda, “Çok seviyordum, onun için” diye cevap verirler. Eğer “Yazı gelirse kazanırım, tura gelirse kaybederim” derseniz yüzde 50 ihtimalle kazanırsınız, çünkü bu cümle tek uçlu bir hipotezdir. Başarısızlığı başarı diye yorumlamak: PISA Sınavı’nda 39. Doktor tutarlı olmak zorunda değildir. ",Kimi önermeler, fikirler kulağa hoş gelirler ama özlerinde safsatadan ibarettirler. Doktorların değil din adamlarının söyledikleri ve yaptıkları arasında tutarlılık bulunmalıdır. Çünkü bu çift uçlu bir hipotezdir, çürütülmesi imkânsızdır. ülke iken 34. Eğer safsata olmasın istiyorsak bu türden açıklamaları en başta yapmalıyız. (2016) A’dan Z’ye Düşünmek. ",. Bu durumda, büyük ihtimalle yukarıdaki görüşü ortaya atan siyasetçi, “Ben yanıldım” demez, başlangıçtaki hipotezine bir ekleme yaparak, “Zengine para aktarmak yoksulları rahatlatır, ancak bu etki, ilk beş yılda görülmez, uzun vadede ortaya çıkar” der.